-
1 externe
-
2 guise
n. kılık, giysi, biçim, dış görünüş, kılıf, maske, bahane* * *dış görünüş* * *(a disguised or false appearance: The thieves entered the house in the guise of workmen.) aldatıcı görünüş -
3 casing
n. çerçeve, kaplama, kasa (kapı veya pencere), muhafaza, kılıf, dış lastik, bumbar* * *kasa -
4 husk
(bitki) dis yapraklar, kabuk; zivana; kovan, kilif, bilezik, zarf
См. также в других словарях:
kapak — is., ğı 1) Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. R. H. Karay 2) Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça Dolap kapağı. 3) Kitap, defter vb.nin en… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulaklık — is., ğı 1) Kulakları soğuk, rüzgâr vb. dış etkilerden korumak için kulak kepçesini örtecek biçimde yapılmış kılıf 2) tek. Radyo, telefon, telsiz vb.nde kulak ile verici arasında ses bağlantısı kurmaya yarayan araç 3) Ağır işitenlerin daha iyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yağıltı — is. Derideki yağ ve ter bezleri tarafından salgılanan, lifleri bir kılıf gibi sararak dış tesirlerden koruyan madde … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük